Blog Arşivi

17 Mayıs 2008 Cumartesi

Cefuka

Sessizlikçok uzun sürdü burada. Oysaki çok gürültülü bir coğrafyaya bakıyordu gözlerim.Yola çıkalı ne kadar oldu hatırlamıyorum. İlginç ilk defa kendimi bu kadaryorgun hissediyorum. Sanki asırlık uğultular var sırtımda. Neyse ki kampkuruyorum Cefukaya.
Bütünasiliğiyle Karadeniz’e akan Çoruh nehrinin önünde duvar gibi. Kılıçlarıçekilmiş iki savaşçının tam ortasında kalmış ve Gücünün sınırlarında gezinendağın adı Cefuka. Destansı bir ad konmuş Livane’nin en yüksek dağına. Cefukabenim gibi yolunu kaybedenlerin geçiş güzergâhı. Bu yüzden biraz dinlenmek içinbiçilmiş kaftan. Bir rivayete göre neyi dahi aradığını bilmeden yola düşenlerinbüyük bir kısmı burada konaklarmış. Bende aynısını yapıyorum. Konaklama yerimoldukça rahat. Sanki benden önce birileri buraya uğrayacağımı tahmin etmiş.Bana sadece nasıl dinleneceğimi seçmek kalmış…
Uzanıyorumçalılardan hazırladığım yatağıma. Önümde uçsuz bucaksız Karadeniz manzarası,bir yerlere gecikmiş gibi hızlı akıyor Çoruh. Bir süre öylece bakıyorum önümdeakan dünyaya. Bu an sessizliğin tanrısıyla tanışma anı. Hiç birimizin gücüyetmiyor tanrının karşısına çıkmaya. Sessizlik çok uzun sürecek gibi.
Karadenizsıcak rüzgârını taşıyor Cefuka’ya. Çoruh’un hırçınlığındanbahsediyor bana. Cefuka’nın destanını anlatıyor kendisine has ezgisiyle. Buezgi çok tanıdık, bir yerlerden duymuş olmalıyım. Eşlik etmeye çalışıyorum onaama nafile. Her şey çok hızlı burada.
Uzun birsüre sessizce baktığımı anımsıyorum dünyaya. Öylece donan gözlerimde bir gölgearalanıyor. Çoruhun kılıcı iniyor Karadeniz’e. Sessizliğin tanrısı kaybediyorsavaşını. Şimdi sıra bende...

Yeniden yola düşme zamanınıhatırlatıyor sülüetini aradığım gölge. Herkez gibi pek çok arayışlarım var benimde.Hayalimde yarattığım bir gölgenin ardından sürükleniyorum bir yerlere. Henüzbir yüz bulamadım ona, ama oldukça sade ve çekici bir sima var aklımda. Bir imkânsızlıkyarattım gölgemle.
Derler ki yaratmak sadece tanrıların işidir.Herkez kendi tanrısını yaratmalı bence. Güzel yüzlü Helena neden olmasıngölgemde.
Akşam apakve olabildiğince karanlık. Helena yanıyor içimde. Şimdiyağmur yağıyor burada, karanlık akıyor yağmurlu akşamıma. Üşüdümkaranlıkta, yağmur birazda korkudur gölgeme seslendimuzun süre. Bırakyağmurdan. Sonra bir dahaöpeyim diye. Sessizliğin tanrısı çıktı yine karşıma. Oysaki kimseler görmezdibizi karanlık ve yağmurdan uzakta. öpeyim, korkuyu çıkar
Akşamımınyağmurundaki karanlığı seviyorum. İçinde gölgem var karanlığının.Yeni birHelena ihanet Homeros’a..Yanlışı yanlış yerlerde arıyorum galiba. Aradığım yüzve gizem yeni yolculuklara gebe.
Cefukanınardı engin dağlarla doludur. Karşına sert yamaçlar ve ovalar çıkar, sıcacıkışıl ışıl. Buradan bakınca Sevan nehri gözükür karşında. Uzansan dokunacakkadar yakındır sana. Nehre ulaşmak günlerce yürüyüş gerektirir. Bu yürüyüş sürreal bir tabloda gezinmek gibidir. Sevan nehrinin kıyıları yolcuların başka birkonaklama yeridir. Cefuka dağından Sevan nehrine bir keşişin arşınlarıyla ongünlük yolculuk gerektirir. Düz ovada yürümek kayalıkları tırmanmaktan dahayorucu bir iştir. Siz her ikisini de yaparsınız, Bu yüzden iki kat daha yorucubir iştir Sevanı görmek. Sevan Çoruh un aksine çarşaf gibi düz ve sessizdir.Ermeni kentini bir uçtan bir uça dolanır. Yılan gibi kıvrılır durur.
Dizleriminbağı çözülmek üzereyken vardım Sevan’a. Tahminim en az bir gün uyumuşum koynunda.Pamuk kadar yumuşaktır toprağı. Çam kokusu taşır rüzgârı. Sevanda uyumak tatlıbir rüyadır aynı zamanda. Sabırları zorlayan bir güzelliği ve dinginliği vardır.Onun için çok türküler yakılmıştır, pek çok ozanın ilham gücü olmuştur.
Uyandığımdakendimi yıldızların yanında hissedecek kadar dingindim. Bir süre Sevan’ın ayladansını izledim. Ağaçların yürüdüğünü gördüm, su nefes alıyor, yüzü gülüyordu gölgemin.Sevana yağdı gözyaşlarım. Issız bir hoş geldin yolcu sesi işittim nehrinderinlerinde. Sevanın gözlerini gördüm. Hikâyesini dinledim. Gölgemin yüzüvardı Sevanın içinde. Ne Homeros’a ihanet ettim nede güzel yüzlü Helenaya.Yolculuğumun son durağına buldum aradığım gizemi. Yaratmak tanrıların işidir.Herkes kendi tanrılarını yaratmalı bence.

Hiç yorum yok: