Blog Arşivi

17 Mayıs 2008 Cumartesi

LUSNİKAYİN HAZENUŞE

Heek kişer zovin çayine
Lusnikan zovin vaan gungazer
Edetiz putayi
Lusnikan Cefukine vaan gungazer
Noituz putenim ana
Lusnikan'a andağ gellir
Yesa asti lusnikayin
Tun vordağ ellez ana ella
Lusnikana andağ elloğa
Yes kişerniye putgenim
Tuna kişerniye putaa
Zovin vaan gungoğ lusnikayin
Luse ergennale zovin vaan
Asti lusnikayin bitun inzi desesnoğa kezi
Um harsenim ana
Kezi oma şad heru gaseni inzma
Yesa ellitoğ lusnikan go gase
Astazune anu
Ha astazuner lusnikana
Himi heru elloğe inçina
Companta,lusnikanta,tunta
Tun heru çez inzma
Yesa heruçim kezi
Lusnikana heruça
Yes lusnikayin hazgenim
Tun lusnikayin hazgenes
Meg mezi hazgenik Lusnikayin hazenuşe kezi hazenuşa
Kezi hazenuşe lusnikayin hazenuşa
AY'I SEVEBİLMEK
Dün gece deniz kenarındaydım
Ay denizin üzerindeydi
Arkama baktım
Ay Cefukanın üzerinde
Nereye baksam
Ay hep orada
Bende anlattım aya Sen nerede olursan ol
Ay da hep orada olacak
Ben gece bakarım aya
Sende gece bak
Işığı uzanırken denizin üzerinde
Anlattım aya
Hep seni gösterecek bana
Kime sorarsam
Çok uzakta diyorlar bana
Bende olsun ay var diyorum
Anlatmıştım ona
Tamam demişti bana
Şimdi uzak olan ne
Yollarmı,ayışığımı,senmi
Sen uzak değilsin bana,bende uzak değilim sana
Ayışığıda uzak değil
Ben ayışığını seviyorum
Sen ay ışığını seviyorsun
Biz sadece kendimizi seviyoruz
Ay ışığını sevmek ,seni sevmektir
Seni sevmek ayışığını sevmektir

KEZİ HAZAYİ

Hakvon ela lerine oğnive
Meg karime temtevi lertez
Bitunna deseviguni isti

Kez inçer gellir an polor
Vo açare vo govin hede terçigur
Vo genigniye meg megalin hede kengir

Nesta andağ inçu kişer
Maliye eguşi gebon
Viyella inçoğe dunniva
Kezi desa çurin mode
Tuna gertadi dunnive

Ali ergensa bağ gortin vaan
Putayi vetiz
Memeg memeg engoğ astağnoun hede
Kezi hazayi

Entome desa
Barğiye bedediguni,çure nafaz garnur
Luse mezennagur lusnikayin
Mez lerin vaan gategur açfiz luşe

Şuniye,aklarniye,kağin dağakniye
Bolekeguni hedru
Ğocan comeyin oğnive gertar tatrelov
Mez lere bargigur kişerneuz meçe

Tuna himi yatğin ergensaz gellis
Yesa gortin ergensazim kezi bes
Maziyet sondoğesta askişer vov kida


Hedru bargi çigayik ana askişer
Hedru desnuk niyazniye
İnçuk hakvon hedru bargik an niyazin meçe
Kağe ginatoğ uyine sessuzluğin meçe



SENİ SEVDİM

Sabahtan çıktım yaylaya
Bir kayaya dayadım sırtımı
Büyük ova, karşıki sazlık, çamlıklar
Hepside gözüküyor buradan

Acaba neler oluyor oralarda
Hangi öküz hangi ineğin peşinden koşuyor
Hangi kadınlar birbirlerinin peşine düşüyor

Oturdum orada akşama dek
Koyunlar gelmeye başladı
Kalktım iniyordum evime
Seni gördüm suyun başında
Sende gidiyordun evine

Yine uzandım soğuk çimene
Baktım yukarıya
Birer birer kayan yıldızlarla seni sevdim

O zaman gördüm
Kayalar yürüyordu, su nefes alıyordu
ışığı büyüyordu ayın
Büyük ovanın üzerine akıyor göz yaşlarım

köpekler,horozlar,köyün çocukları
bağrışıyor hep birlikte
Hoca caminin sırtına yürüyor yorularak
Büyük ova uyuyor gecelerimin içinde
sende şimdi yatağına uzanmışsındır
bende çimene uzanmışım senin gibi
Acaba saçlarını tararmısın bu gece

Madem ki birlikte uyuyamıyoruz
Aynı rüyayı görelim bu gece
Sabaha dek birlikte uyuyalım o rüyanın içinde
Köy kalsın kendi sessizliğiyle

NİYAZİS MEÇNEDİ ASKİŞER

As kişer desa im sevdas niyazis
Bağdorazer sirdes
Havoği bes onuşer desazniyez
Astağnoun mode elazerİnzi bedgener.
Sergener inzi im niyaziz meçe

Zizağigur,yez maziye yed salegu
An baegur eyese mazove
Vağegu
Lusnikan tevin meçner
Açfan astağ kengirİm kişerniyez lusasnegur

Baç gener eyeses onuş onuş
An baçgener im sirdes daknagur
An baçgener im eyeses daknegur

Hakvon ağav zartesi
Sevdas modes gungazer
İnzi sergener niyaziz hede

Himi inzma şad herua
Yez lerine oğone , an zovin çayin
Bed genim himi kişerniye

An niyaze mema desnum
Al zartoğçim niyaznouz meçe

RÜYAMDAYDIN BUGECE

Bu gecede gördüm sevdiğimi rüyamda
Tazelendi yüreğimÜzüm kadar tatlıydı gördüklerim
Yıldızların yanına çıkmıştı
Beni bekliyordu
İzliyordu beni rüyamın içinde
Gülüyordu, ben saçlarını düzeltiyordum
O yüzünü gizliyordu saçlarıyla
Korkuyordum
Ay ışığı avuçlarında,gözlerinden yıldız akıyordu
Benim gecem aydınlanıyordu
Öpüyor yüzümü tatlı tatlı
O öpüyor benim yüreğim ısınıyor
O öpüyor benim yüzüm ısınıyor
Sabah oldu uyandım,sevdiğim yanımda
Beni izliyor rüyamda
Şimdi benden çok uzakta
Ben Cefuka sırtlarında , o deniz kenarında
Bekliyorum geceleriSabah olmasa gecelerimde
O rüyayı bir daha görürsem eğer
Bir daha uyanmam rüyalarımın içinde

ŞARABİ OMON

Takidum ali onuş ağa
Bitun kezi suağ gellim ispon
Meme midsiyus kukaz
Andi hedev gepçigum
Şarabin omonniye tomnuş

Yez bitun zovin çayin hemigum
İnçi asek ana , an yesa çkidim
Kidimta al soy gelli

Kişerniye yez hemigum
Zovin çaye bitun tun hod gengis

Kolaz giyagin hednive
Gepçigun kezi hemuş

Hala inçi iğadik soyes çkidim
Yepu hemim onuş genes inzi

Hod genim hemigum
Hod genim hemigum
Takidum ali onuş gellim

.................

ŞARAP ŞİŞESİ
Galiba yine sarhoşum
Hep senin yüzünden

Ne zaman aklıma gelsen
Bitiyor şarap şişeleri

Ben hep deniz kenarında içerim
Neden diye sormayın
Çünkü bende bilmiyorum
Sanırım daha güzel oluyor

Yanan ateşle birlikte
Başlıyorum seni içmeye

Neden okadar tatlısın bilmem
Nezaman içsem sarhoş ediyorsun beni

Kokluyorum içiyorum
Kokluyorum içiyorum
Galiba yeni sarhoş oluyorum

KA SEVAN

Ka Sevan inçbeses soyesta
Vordağes himi,inç genes
Ali bitun zizağigusta
Yez moliyesiu zizağuşe ..
Sevan takidumna ertoğum ispolor
Meme kezi desnuş kuze
Ana elloğça kidim yez
Meme dense kezi na soy gelir kidesta
Al inçik desnu çeki isa ağşeyiz
Himi lerinnim
Sevan Meg kayime vaan nestazim
Mez lernius putgenim
Açfiyez bitun ku dune vana
Turniyuz elluşet kuza
İnç gelli meme el turniuz
Putenim aitsi hede Hala inçbes desevigus
Ka Sevan inzi moleyis oç deyina
Aha keyigum oğine gortin vaan
Kezi haz genim deina
Putaa an gortin Maliye udin oç
Takidum ali kişer ağav
Duniye bitun lusiye koletsin
Meme ku dune luse ayiçi Sevan .
Lusnikana desevigu istihed
Himi astağniyena kellin
İğadik onuş ağavu istihed
Mez lerniyus putenuşe
Tuna gonçelov kadi himi
Comeyin oğnive sendanelov
Hedru puteneki mezlerniyuz
Kidimta ertuşiz vakite eyev
Meg okime tevaz pernazuni kaşagu
Desnu çigayim,açfiz merale engaza
Kez noituz gertom
Hala meg inçime kidim
Ana kezi şaadme haz genim .
.......
Kız Sevan nasılsın iyimisin
Neredesin şimdi,ne yapmaktasın
Yine hep gülüyormusun
Ben unuttum da gülmeyi
Sevan galiba gideceğim buralardan
Birtek seni görmek istiyordum
O da olmayacak biliyorum ben
Bir defa görsem seni,ne güzel olurdu biliyormusun
Başka hiçbir şey görmek istemezdim bu alemde
Şimdi yayladayım Sevan
Bir taşın üstüne oturmuş
Büyük ovaya bakıyorum
Gözlerim hep sizin evin üzerinde
Dışarıya çıkmanı bekliyor
Ne olur bi çık dışarıya
Bakayım buradan
Nasıl gözüküyorsun
Sevan beni unutmayasın diye
Yazıyorum sırtta çimene
Seni seviyorum diye
Bak o çimene,koyunlar yemesin
Galiba yine akşam oldu
Evlerin hepsi ışıklarını yaktı
Birtek sizin evin ışığı yanmıyor
Sevan Ay da gözüküyor buradan
Şimdi yıldızlar da çıkar
O kadar tatlı oldu ki
Buradan büyük ovayı izlemek
Şimdi sende gelseydin ,
Caminin sırtından çağırarak
Birlikte baksaydık büyük ovaya
Galiba gitme vakti geldi artık
Birşey kolumdan tutmuş çekiyor kendine
Göremiyorum,gözlerime sis çökmüş
Acaba nereye götürüyor
Ama birtek şey biliyorum,o da
Seni çok seviyorum

NOT: Sevan ismi Ermenice olup bir Ermeni tanrıçasını nitelendirmektedir.

Cefuka

Sessizlikçok uzun sürdü burada. Oysaki çok gürültülü bir coğrafyaya bakıyordu gözlerim.Yola çıkalı ne kadar oldu hatırlamıyorum. İlginç ilk defa kendimi bu kadaryorgun hissediyorum. Sanki asırlık uğultular var sırtımda. Neyse ki kampkuruyorum Cefukaya.
Bütünasiliğiyle Karadeniz’e akan Çoruh nehrinin önünde duvar gibi. Kılıçlarıçekilmiş iki savaşçının tam ortasında kalmış ve Gücünün sınırlarında gezinendağın adı Cefuka. Destansı bir ad konmuş Livane’nin en yüksek dağına. Cefukabenim gibi yolunu kaybedenlerin geçiş güzergâhı. Bu yüzden biraz dinlenmek içinbiçilmiş kaftan. Bir rivayete göre neyi dahi aradığını bilmeden yola düşenlerinbüyük bir kısmı burada konaklarmış. Bende aynısını yapıyorum. Konaklama yerimoldukça rahat. Sanki benden önce birileri buraya uğrayacağımı tahmin etmiş.Bana sadece nasıl dinleneceğimi seçmek kalmış…
Uzanıyorumçalılardan hazırladığım yatağıma. Önümde uçsuz bucaksız Karadeniz manzarası,bir yerlere gecikmiş gibi hızlı akıyor Çoruh. Bir süre öylece bakıyorum önümdeakan dünyaya. Bu an sessizliğin tanrısıyla tanışma anı. Hiç birimizin gücüyetmiyor tanrının karşısına çıkmaya. Sessizlik çok uzun sürecek gibi.
Karadenizsıcak rüzgârını taşıyor Cefuka’ya. Çoruh’un hırçınlığındanbahsediyor bana. Cefuka’nın destanını anlatıyor kendisine has ezgisiyle. Buezgi çok tanıdık, bir yerlerden duymuş olmalıyım. Eşlik etmeye çalışıyorum onaama nafile. Her şey çok hızlı burada.
Uzun birsüre sessizce baktığımı anımsıyorum dünyaya. Öylece donan gözlerimde bir gölgearalanıyor. Çoruhun kılıcı iniyor Karadeniz’e. Sessizliğin tanrısı kaybediyorsavaşını. Şimdi sıra bende...

Yeniden yola düşme zamanınıhatırlatıyor sülüetini aradığım gölge. Herkez gibi pek çok arayışlarım var benimde.Hayalimde yarattığım bir gölgenin ardından sürükleniyorum bir yerlere. Henüzbir yüz bulamadım ona, ama oldukça sade ve çekici bir sima var aklımda. Bir imkânsızlıkyarattım gölgemle.
Derler ki yaratmak sadece tanrıların işidir.Herkez kendi tanrısını yaratmalı bence. Güzel yüzlü Helena neden olmasıngölgemde.
Akşam apakve olabildiğince karanlık. Helena yanıyor içimde. Şimdiyağmur yağıyor burada, karanlık akıyor yağmurlu akşamıma. Üşüdümkaranlıkta, yağmur birazda korkudur gölgeme seslendimuzun süre. Bırakyağmurdan. Sonra bir dahaöpeyim diye. Sessizliğin tanrısı çıktı yine karşıma. Oysaki kimseler görmezdibizi karanlık ve yağmurdan uzakta. öpeyim, korkuyu çıkar
Akşamımınyağmurundaki karanlığı seviyorum. İçinde gölgem var karanlığının.Yeni birHelena ihanet Homeros’a..Yanlışı yanlış yerlerde arıyorum galiba. Aradığım yüzve gizem yeni yolculuklara gebe.
Cefukanınardı engin dağlarla doludur. Karşına sert yamaçlar ve ovalar çıkar, sıcacıkışıl ışıl. Buradan bakınca Sevan nehri gözükür karşında. Uzansan dokunacakkadar yakındır sana. Nehre ulaşmak günlerce yürüyüş gerektirir. Bu yürüyüş sürreal bir tabloda gezinmek gibidir. Sevan nehrinin kıyıları yolcuların başka birkonaklama yeridir. Cefuka dağından Sevan nehrine bir keşişin arşınlarıyla ongünlük yolculuk gerektirir. Düz ovada yürümek kayalıkları tırmanmaktan dahayorucu bir iştir. Siz her ikisini de yaparsınız, Bu yüzden iki kat daha yorucubir iştir Sevanı görmek. Sevan Çoruh un aksine çarşaf gibi düz ve sessizdir.Ermeni kentini bir uçtan bir uça dolanır. Yılan gibi kıvrılır durur.
Dizleriminbağı çözülmek üzereyken vardım Sevan’a. Tahminim en az bir gün uyumuşum koynunda.Pamuk kadar yumuşaktır toprağı. Çam kokusu taşır rüzgârı. Sevanda uyumak tatlıbir rüyadır aynı zamanda. Sabırları zorlayan bir güzelliği ve dinginliği vardır.Onun için çok türküler yakılmıştır, pek çok ozanın ilham gücü olmuştur.
Uyandığımdakendimi yıldızların yanında hissedecek kadar dingindim. Bir süre Sevan’ın ayladansını izledim. Ağaçların yürüdüğünü gördüm, su nefes alıyor, yüzü gülüyordu gölgemin.Sevana yağdı gözyaşlarım. Issız bir hoş geldin yolcu sesi işittim nehrinderinlerinde. Sevanın gözlerini gördüm. Hikâyesini dinledim. Gölgemin yüzüvardı Sevanın içinde. Ne Homeros’a ihanet ettim nede güzel yüzlü Helenaya.Yolculuğumun son durağına buldum aradığım gizemi. Yaratmak tanrıların işidir.Herkes kendi tanrılarını yaratmalı bence.

Hayalin Dansı

Eski bir saçak altında yağmur akıyor damıma. Yağmur öpülesi yüzler nakşediyor sarhoşluğuma. Güzel kadınlar geçiyor önümden. Islak vücutlarından yayılan buhara karışıyor hayalim. Kentin ışıklı sokaklarında yürüyor gözlerim. Caddelerinde dans ediyor hayalim. Eşlik ediyorum hayalin dansına. Şaşkın bakışlar buluyorum üzerimde. Asıl sorum garipsenmişliğime. Hiç mi yağmurda dans edilmedi bu kentte?

Garipsenmiş bir ruhun muzdaripliğine şahit oluyor bir kent. Zavallı ruhun en cılız bölgesinde antik bir trajedi sahneleniyor. Tılsımlı alkışların iç çekişmelerine şahit oluyor efsunlu bakışlar. Zavallı imgeler donup kalıyor korkuyla. Bir yerlerde bilgeliğin şehvetine kapılıyor ironi. Bir ruhun apansız ölümünü duyumsuyor metafizik. Ruhun basitliği vuruyor yüzüme. Ama yinede kaldırım yağmur kokuyor.

Şarap gibi akan yağmurun hüzünlü sesleri yankılanıyor cadde boyu. Aşk’ta en az benim kadar sarhoş olmalı. Bulamamış yolunu, uzanıyor kaldırıma boylu boyunca. Önce gözlerim öpüyor bodur dudaklarını. Saçlarından parmak uçlarına uzun yürüyüşlere çıkıyorum cadde boyu. Kaldırımın göğüs ularından tarihin mitolojik kokuları yayılıyor. Ah keşke birlikte uyusak bu gece. Eşlik etsek hayalin dansına. Bıraksak caddeyi kendi sessizliğine. Ne var ki Hilkat garibesinin korku kentinde hayal kırıklığından başkası düşmez bize.

Şimdi cıgara havasında bol dumanlı ciğerim. Ruhun umarsızlığına yenilgisini izliyor şakşak ucubeleri. İmge kendini ararken madde ile mananın ağırlığını tartan büyücüyü buluyor karşısında. Manasızlık içine işliyor imgenin. Yeni kanlar akıtılıyor, eski yaraları kapanmadan ruhun. Kanayan yaralara ağlıyor melodi. Kanatlarından tutuşuyor yarasalar. Canlanı veriyor şeffaflaşan gözlerimde ruhun ölümü. İhanetin bedelini ödüyor melankoli. Boş şarap şişelerinde görüyorum kendimi. Esrarlı gecenin son demlerinde alıp götürüyor beni şarap şişesi. Bitmiş şarap şişeleri benim ruhum oluyor. Ruhum şarap şişeleri gibi boşalıyor.

Yüzün Ekşimesin Sakın

Simit. Sıcak simitler, el yakıyor ağabeyler. Boaca boaca (poğaça)
Bir kent sabaha uyanıyor rüyamda. Gıcırtıyla uyanıyor gözlerim günaydınlara. Her şeyini kaybedebilir insan, bir tek günaydınlar kaybedilmemeli şu hayatta.

Tik tak tik tak tik tak tik tak tik tak tik tak...
Veeeeeee
Zzzıııııııııııırrrrrrrrrrr!!!
Günaydın erken doğan sabaha ve yanımda uyuyan kadına. Henüz uykularının dördüncü paralellerinde gezinenlere de günaydın.
Ah kadınım uyan artık kaçak çayın demine. Gecenin bayat öpücükleri kalmış yüzünde. Sıcak bir duş fena olmaz beklide. Hem bende kahvaltıyı hazırlardım terk etmeden ıslak vücudundan yayılan buhar seni.
Fıs fıs fıs fıs fıs…
İşte kadınım da uyandı. Parfümsüz yapamaz uyandığında. Ama biraz fazla kaçırıyor olmalı.
—Ümittt nerdesin?
İşte o ses, incecik bir mintanı geçirmiş üzerine. Aşığım sabahımın en tiz sesine.
—Ümittt cevap versene! Nerdesin Allah aşkına?
Siz birde yüzünü görseniz. En az sesi kadar pürüzsüz yüzü de. Herkes âşık olur bence ilk görüşte.
Boyu neredeyse eşit benimle. Biraz daha uzasa neredeyse beline değecek saçları. Kapkara gözlerinin derinlerinde boğulmamak için iyi bilmeli yüzmeyi. Ben boğuldum bir kere. Kısarak gibi derler ya eskiler. Aynen öyle.
Aslında yalan hepsi. Siz hiç bakmayın bence sevdiğime. Yoksa karışmam gerisine.
—Neden kaldırmadın beni de?
—Günaydın sabah perim.
—Kahvaltı mı hazırlıyorsun?
—Evet, birazdan hazır olur…
Yanımdan geçerken gecenin bütün bayat öpücüklerini tazeleri ile değiştirdim. Ekmeğin sıcaklığı vurdu yüzüme.
—Ümitttttt, lütfen. Ne konuşmuştuk seninle…
—Ne konuşmuştuk hayatım, hatırlamıyorum hiçbir şeyi.
-Oy oy Ümit!!!
—Ama hayatım…
—Tamam, uzatma Ümit.
Tüh be Yine sinirlendirdim galiba. Nasılda değdi kaşları bir birine. Daha dikkatli olamaz mıydım sanki. Lütfen biraz daha özene davet ediyorum Ümit seni. Tamam, tamam olmaz bir daha. Konuyu değiştirelim artık.
Hışır hışır hışır hışır hışır!!!
Yine gazete sayfalarının ağırlığı çökmüş güne. Dünyanın kırk bir hali sinmiş içine. Ekonomi kötülemiş. Siyasi kriz kapıdaymış filan falan.
Şiiiiiiiiiiiiiiittttttt!!!
Sessizlik lütfen. Sevdiğim duymasın bunları. Canı sıkkın bu günlerde. Daha fazla sıkılmasın canımın içi durduk yere.
—Özlem, kahvaltı hazır…
—Geliyorum…
Evet, yanlış duymadınız, Özlem sevdiğimin adı. Tüm özlemlerime yaraştı sahiden de.

Kahvaltıda yalnızlık hâkimdir bizde. Çıt çıkmadan yapılır kahvaltı. O kadar sessiz olur ki ağzımda eriyen peynirin sesi bile kıl eder beni. Çayı içmeye korkarım. Ya kaşığım tabağa çarparsa, dayanamam bu gürültüye.
—Eline sağlık Ümit
—Afiyet olsun hayatım.
—Ben çıkıyorum.
—Nereye hayatım?
Pardon pardon, hayır ben değildim. Duymadın değil mi? Duydun mu yoksa. Yok, yok yüzü ekşimemiş. Duymamış demek ki. . Oh be neyse ki yüzü ekşimeden sıyrıldım bu işten.

Ne zaman nereye diye sormaya kalksam. Yüzü ekşiyor hep. Bu ekşilik hiç güzel durmuyor yüzünde
—Ümit iyi misin?
—Kim ben mi? Evet evet gayet iyiyim. Neden bir şey mi oldu?
Aman tanrım ayağa kalktı.Olamaz bana doğru geliyor.Ahhhhhhh!!! Elimi tuttu…

—Ümit abartıyorsun bence.
Neyi abartıyormuşum. Hem nasıl abartmayayım. Sanki bitmiş bir aşkın son demlerini bile tükettik diyen sen değildin dün gece.
—Zorlaştırıyorsun her şeyi.

Lafa bak şimdi. Zorlaştırıyormuşum. Ne yani şimdide biz mi suçlu olduk? Ta Kaf dağının ardında buldum seni. Benim için bir masalın kahramanı kadar gerçektin tüm güzelliğinle. Ne vardı yani ayrılacak. Ben demlerdim yeniden tükenenleri.
—Benim çıkmam lazım artık.
Hayır, birazcık daha otur. Aslında hiç gitmesen. Öfff hiçbir yerimi hissetmiyorum. Üzerime geliyor her şey.

Dur bir dakika.Yanlış görmedim değil mi?Az önce öptün mü sen beni?Evet evet öptün beni!!

Tamam, panik yok. Şimdi derin derin nefes al. Sakın heyecan yapma.
Öptün beni…
Ne güzel işte, vaz geçmiş olabilir ayrılmaktan. Neden bu kadar panik yaptın ki? Hem az önce sende onu öpmemişmiydin. Dur önce anlayalım her şeyi.
Ben demiştim ben demiştim, kıyamaz bana diye. Özlem beni seviyor diye. Hepsi benim kuruntularım diye. Hem neden sevmesin ki? O kadar sevimsiz miyim yani. Yüreğimin en sıcak öpücüğünü paylaştı benimle. Oysaki ona vermiştim ben az önce. O paylaşmayı seçti benimle. demekki hala seviyor beni.
—oley oley oley oley şampi…
Tamam, heyecan yok demiştik hani. Biraz rahatla lütfen. Kendini toparlaman gerek. Bu son fırsatın olabilir. İyi kullanmalısın bu anı.
—Kendine iyi bak Ümit. Ne zaman istersen arayabilirsin beni.
Umarım mutlu bir hayat sürersin. Dediğim gibi abartma her şeyi.
Bak işte ben sana dememiş miydim? Önce bi dur anlayalım her şeyi diye. Bak işte beğendin mi yaptığını. Boş yere ümitlendirdin bizi. Son bir ayrılık öpücüğünden ibaretmiş hepsi. Hep bunu yapıyorsun Ümit. Bu yüzden terk ediliyorsun zaten. Kalk artık şu masadan. Git uğurla kızı. Ayıp sana be. Bi güle güle bile demeyecek misin? Yuh olsun sana! Bitmişsiz olum sen. Bence öl, sık kurşunu beynine. Neden yaşıyorsun ki zaten.
-Güle güle!!!
Gıcııııııııııırrrrrrrrr.TAK!!!

Zalim kapı, nasılda çarptı yüzüme. Şimdi kum saatleri sarhoş olacak döne döne. Kaldık mı pek sevgili yalnızlık birlikte. Boş yere düşünme nerdedir diye. Ölümlerden ölüm beğen kendine. Zavallı ruhunun en cılız bölgesindesin işte. Gerisi hikâye.